04/05/2024

Athens News

Yunanistan'dan Türkçe haberler

Kan testi intihar eğilimini ortaya koyuyor


Bilim adamları, bir kan testinin intihar düşüncesinin biyobelirteçlerini tespit edebildiğini keşfettiler; bu test, depresyondan muzdarip kişilerde intihar eğilimlerinin sinyalini verebilecek bileşikler içeriyor.

Bu veriler ne zaman elde edildi? araştırma Hücresel metabolizma ve depresyon arasında bir bağlantı olduğunu keşfeden Kaliforniya Üniversitesi, San Diego’daki bilim adamları. Çalışmalarının sonuçları yayınlanan Translasyonel Psikiyatri dergisinde.

Bilim insanları depresif bozukluğun fiziksel olarak tüm vücudu etkilediğini söylüyor. Hücresel metabolizma belirteçlerinin ölçülmesi, akıl hastalıklarının araştırılmasında ve bunların tanısı, tedavisi ve önlenmesi için yenilikçi yöntemlerin geliştirilmesinde önemli bir yaklaşım haline gelmiştir. UC San Diego Tıp Fakültesi Tıp, Pediatri ve Patoloji Profesörü Dr. Robert Navio şunları söylüyor:

“Depresyon gibi zihinsel hastalıkların beynin çok ötesinde etkileri ve eylemleri vardır. Sadece on yıl önce tüm vücut kimyasının davranışlarımızı ve ruh halimizi nasıl etkilediğini incelemek zordu, ancak metabolomik gibi modern teknolojiler, insanların konuşmalarını dinlememize yardımcı oluyor. hücreleri kendi ana dillerinde, yani biyokimyada.”

Depresyondan muzdarip çoğu insan ilaç ve psikoterapi yoluyla rahatlama yaşar. Ancak bazıları için bu bozukluk tedavi edilemez. Tedaviye dirençli depresyonu olan hastaların çoğunda intihar düşüncesi ortaya çıkmakta ve bunların %30’u hayatlarında en az bir kez intihar girişiminde bulunmaktadır.

Araştırmada araştırmacılar, tedaviye dirençli depresyon ve intihar düşüncesi tanısı konan 99 katılımcının ve aynı sayıda sağlıklı insanın kanını analiz etti. Depresyonlu kişilerin kanında dolaşan yüzlerce farklı biyokimyasal arasında beş biyobelirteç keşfedildi. Navio şöyle açıklıyor:

“Depresyonlu 100 kişi arasında, intihar düşüncesi açısından en yüksek risk altında olanların %85-90’ını doğru bir şekilde tespit edebiliyoruz.”

Araştırmacılar, intihar düşüncesine işaret eden metabolitlerin erkekler ve kadınlar arasında çoğunlukla farklı olduğunu, ancak bazılarının her iki cinsiyette de aynı olduğunu buldu. Navio, bunların örneğin hücrelerin enerji üreten yapıları çalışmadığında ortaya çıkan mitokondriyal fonksiyon bozukluğunun biyobelirteçleri olduğunu söylüyor:

“Mitokondri hücrelerimizdeki en önemli yapılardan biridir ve birçok insan hastalığında mitokondri fonksiyonunda değişiklikler meydana gelir.”

Mitokondri, tüm hücrelerin birincil enerjik organik bileşiği olan ATP’yi üretir. ATP aynı zamanda hücreler arası iletişim için de önemli bir moleküldür ve araştırmacılar, intihar düşüncesi olan kişilerde en çok düzensiz olanın bu fonksiyon olduğunu öne sürmektedir:

“ATP hücrenin içindeyken bir enerji kaynağı olarak görev yapar, ancak hücrenin dışında belirli bir strese yanıt olarak düzinelerce koruyucu yolu harekete geçiren bir tehlike sinyalidir. İntihar girişimlerinin gerçekten de daha büyük bir fizyolojik sürecin parçası olabileceğini düşünüyoruz. Hücresel düzeyde dayanılmaz hale gelen stres tepkisini durdurma dürtüsü.”

Çalışma, depresyon tedavisinin kişiselleştirilmesine yönelik yeni bir yaklaşım önermektedir. Bilim adamlarının mitokondriyal fonksiyon bozukluğunu etkileyebilecek ilaçlar yaratmasına yardımcı olacak. Araştırmanın ortak yazarı şunları açıklıyor:

“Sonuçlar, metabolizmayı doğru yöne yönlendirmek ve hastaların tedaviye daha iyi yanıt vermesine yardımcı olmak için çalışabileceğimizi gösteriyor. İntihar bağlamında bu, insanların bu eşiği geçmesini önlemek için yeterli olabilir.”



Source link

Verified by MonsterInsights