16/09/2024

Athens News

Yunanistan'dan Türkçe haberler

Çocuklar ve gençler giderek daha fazla şekerli meşrubat tüketiyor – sağlıkları açısından riskler


Endişe verici bir çalışma, 185 ülkeden gençlerin yeme alışkanlıklarına ilişkin küresel bir analizde, 2018'de 1990'a kıyasla çocukların ve gençlerin %23 daha fazla şekerle tatlandırılmış içecekler (şekerli alkolsüz içecekler) tükettiğini ortaya çıkardı.

Çalışmada kullanılan veriler Dünya Gıda Veritabanıçalışmak Üç ila 19 yaş arası çocuk ve gençler arasında şekerli içecek tüketimindeki eğilimler 1990'dan 2018'e kadar. Şekerli içecekler hepsi olarak tanımlandı Şeker ilaveli ve 237 gram porsiyonu en az 50 kalori içeren içecekler. Buna alkolsüz içecekler, enerji içecekleri, spor içecekleri ve tatlı meyve içecekleri dahildir. Çalışmaya %100 meyve suları, yapay tatlandırıcılar içeren ancak kalorisi olmayan alkolsüz içecekler ve şekerli süt dahil edilmedi.

BMJ'de yayınlanan bir araştırmaya göre gençler ve şehir sakinlerinin tüketim düzeyleri daha yüksekti. Ayrıca çocukların ve gençlerin yetişkinlere göre neredeyse iki kat daha fazla tükettiği tespit edildi.

Şekerli içeceklerin tüketimi gençler duruma göre değişir dünyanın bölgesi: Küresel ortalama haftada 3,6 porsiyondur. Aralık, Güney Asya'da haftada 1,3 porsiyondan Latin Amerika ve Karayipler'de 9,1 porsiyona kadar değişiyordu.

56 ülkede 238 milyon genci veya dünya genç nüfusunun %10'unu temsil eden çocuklar ve ergenler haftada ortalama yedi veya daha fazla porsiyon tüketiyor. 2018 yılında çocuklar ve gençler arasında en fazla şekerli içecek tüketen ülkeler arasında Meksika (haftada 10,1 porsiyon), Uganda (6,9), Pakistan (6,4), Güney Afrika (6,2) ve Amerika Birleşik Devletleri (6,2) yer aldı. 1990'dan 2018'e kadar olan trendlere bakıldığında, gençler arasında tüketimin en fazla arttığı bölge, ortalama haftalık porsiyon sayısının %106 veya haftada 2,17 porsiyon arttığı Sahra Altı Afrika oldu.

Şekerle tatlandırılmış içecekler vücut ağırlığını ve obezite riskini artırır, bu nedenle çocuklarda genç yaşta diyabet veya kalp hastalığına yakalanmak yaygın olmasa daWashington Üniversitesi'nden çalışmanın ilk yazarı Laura Castor, “hayatın ilerleyen dönemlerinde önemli sonuçlar doğurabilir” diyor.



Source link

Verified by MonsterInsights