07/07/2024

Athens News

Yunanistan'dan Türkçe haberler

Çipras’ın yokluğu hükümetin en büyük sorunu


“Kyriakos Mitsotakis için şu anda en büyük sorun, önünde Alexis Tsipras’ın olmaması”, – diyor tanınmış Yunan gazeteci Lefteris T. Charalambopoulos. Bu yayında bakış açımızı kanıtlıyoruz.

Kyriakos Mitsotakis’in şu anda en büyük sorunu varsa o da Alexis Tsipras’ın önünde olmamasıdır. Yani neredeyse 8 yıldır çatışmaya alıştığı bir siyasetçi yok. Aslında Çipras olmadan Başbakan’ın tartışacak ve çatışacak kimsesi yok.

Bu da başbakan ve hükümet açısından gerçek bir siyasi sorundur. Çünkü gezinmesi zor olacak. Bunu bir tuhaflıktan dolayı yazmıyorum. “Sağduyu”nun rakibiniz olmadığında daha güçlü olduğunuzu söylediğini biliyorum.

Kyriakos Mitsotakis ve ND hükümetinin, en azından görünüşte, hayal edilebilecek en mutlu durumda olduğunu da anlıyorum. Çünkü yeniden seçilmekle kalmadı, muhalefete o kadar mesafe koydu ki bir süreliğine siyasi açıdan sarsılmaz gibi göründü.

Yunanistan’da daha önce hiçbir zaman ilk iki parti arasında bu kadar büyük bir seçim farkı olmamıştı. Eğer seçimler şimdi yapılsaydı, ertesi gün ileriye yönelik bir yol arayışında olan SYRIZA’da halihazırda kaydedilen bir parça parçalayıcı olguya bakarsak, fark daha da büyük olurdu.

Dahası, hükümetler geleneksel olarak karşıt ideolojik güçlerin baskısı altındayken; sağ ve merkez sağ güçler sol ve merkez sol güçlerden geliyor ve tam tersi, burada hükümet muhtemelen sağdan daha fazla baskı altında ve bu unsurun onun konumunu güçlendirdiği bile görülebilir.

Ancak tüm bu durumun aslında hükümet için bir sıkıntı olduğunu, utanç ve hatta endişeye neden olan bir faktör olduğunu vurgulamak istiyorum. Çünkü hükümetler her zaman siyasi eleştirilere ve siyasi muhalefete yanıt vermeye “hazırdır”.

Yani muhalefete “Sen daha kötüsünü yapardın” ya da “Nasıl yaptığını gördük” diyerek tepki vermeye, düşman ve muhalifler yaratmaya, muhalefete yönelik eleştirileri “ideolojik takıntılara” atfetmeye, muhalefete “ideolojik takıntılara” atfetmeye alışkınlar. karşılıklı suçlamalarda bulunuyoruz.

Artık gitti. Muhalefet zayıflamış durumda ve bazen hükümetin kararları ve girişimleri konusunda kendisini konumlandırmak için temel reflekslere bile sahip değil. Bu, hükümetin faaliyetleri ve politikaları nedeniyle eleştirilmediği anlamına gelmez. Ancak bundan kaynaklanan tüm çelişkilerle birlikte toplum tarafından buna maruz kalıyor.

Açıkçası, hükümetler aynı zamanda toplumla “diyalog” halindedir (hatta çatışmaktadır). Ancak bunun nedeni büyük ölçüde sosyal dinamiklerin politik olarak aracılık etmesidir. Yani muhalif söylemlere, sandık figürlerine, karşıt siyasi girişimlere dönüşüyorlar. Aksi takdirde hükümetin topluma hakim olana gerçekten tepki verebileceği ya da karşılık verebileceği kesin değildir. Buradan, örneğin kaygıları “sol” yerine “sağ”dan yanıtlamayı tercih edebileceği sonucu çıkıyor.

Ancak toplumsal dinamikler siyasi dile “çevrilmediğinde” ve muhalefet tarafından temsil edilmediğinde, ya biçimlendirilmiş bir biçime bürünmeme ya da toplumsal bir patlamaya yol açabilecek bir enerji birikimi biçimine bürünme riskiyle karşı karşıya kalırlar.

Ve yine, eğer siyasi bir aracılık yoksa o zaman öfkenin ya da öfkenin bir etki yaratacağı da kesin değildir. Çünkü toplumsal dinamikleri siyasal değişimin etkeni haline getirecek bir mekanizma yok.

Siyaset, doğası gereği hem diyalojik, hem çatışmacı, hem de düşmanca bir süreçtir. Muhalefeti olmayan hükümetler, kabul etmek isteseler de istemeseler de pusulası olmayan hükümetlerdir.”



Source link

Verified by MonsterInsights