19/05/2024

Athens News

Yunanistan'dan Türkçe haberler

Atina nelere dikkat etmeli?


Ortadoğu’daki durum bir kez daha son derece endişe verici. Hamas’ın İsrail’e saldırısının neden olduğu benzeri görülmemiş sayıda roket, etkinlik ve can kaybı, bölgesel sahnede yeni standartlar belirliyor. Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IGA) müdürü ve Yunanistan Amerikan Koleji profesörü K. Filis* bu konuda yazıyor.

Geçtiğimiz Cumartesi gününe kadar, Arapların 2020’den sonra İsrail’i tanımasıyla İran ve Suudi Arabistan’ın vekaleten savaştıkları en az üç cephede (Lübnan, Suriye ve Yemen) çekimser kalma konusunda anlaşmaya vardıkları yönünde bir algı vardı ve son olarak da İsrail’in bu yönde bir beklenti içinde olduğu düşünülüyordu. Suudi normalleşmesinin – İsrail ilişkileri, Ortadoğu, uluslararası toplum için bir öncelik ve ilk baş ağrısı olmaktan çıkacak, bu da Amerikalılara Güneydoğu Asya’daki çıkarlarını koruma ve Çin nüfuzunu kontrol altına alma fırsatı verecek.

Ancak Washington, son olaylardan sonra, Ortadoğu ve Akdeniz’deki olaylara mesafeli davranmasının yarattığı güç boşluğunun, Amerika’nın konumunu koruyacak dost bir güç veya bölgesel bir yapı tarafından yeterince doldurulmadığının farkına varmıştır.

Bu nedenle, özellikle yeni gerilim döngüsü devam ederse ve büyürse, Amerikalılar büyük olasılıkla kendi çıkarlarını korurken temel istikrarın nasıl sağlanacağı konusundaki fikirlerini yeniden düşünmek zorunda kalacak. Yunanistan, bu arayışa liderlik edecek istikrarlı müttefikler arayışında, Türkiye’nin iddia ettiği rol ve söz hakkına sahip olmasa da, kendi otoritesini ön planda tutuyor.

İkincisinin dezavantajı, liderliğin özellikle İsrail yönündeki niyetlerine güvensizlik, Müslüman Kardeşler ile organik bağ ve Erdoğan’ın son yıllarda Kudüs’e karşı ve ölçülü de olsa Filistin unsuru lehine yönelik aşırı söylemi. İsrail’le ilişkileri normalleştirme gereğini savunarak Ankara’ya çok az manevra alanı bırakıyor.

Blinken ile Fidan’ın 24 saat içinde yaptığı çifte görüşme elbette gösterge niteliğinde, ancak Mısır ve Ürdün, gerekirse arabuluculuk yapabilecek tarafların geniş deneyimine ve göreceli güvenine sahip. Bu nedenle, Washington ile Ankara arasındaki iletişim büyük ihtimalle ikincisinin itidal göstermesini, yangını körüklememesini ve Filistinlilerin tarafını daha itidalli tutmasını hedefliyordu.

Buna ek olarak Yunanistan, durumun genel olarak tırmanmasını açıkça istemiyor çünkü bu durumda, diğer şeylerin yanı sıra, enerji fiyatları da keskin bir şekilde artacak ve Lübnan ve Ürdün gibi komşu ülkeler göz önüne alındığında, halihazırda ciddi olan göç baskısı artacaktır. Uzun yıllardır kişi başına düşen en fazla sayıda mülteciyi barındırıyor, çoğu Filistin kökenli ve Lübnan uzun bir işlevsizlik aşamasında.

Daha genel ilgiyi çeken bir diğer husus ise, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmanın, üçüncü güçleri içermese bile, Ukrayna’daki gölge savaşındaki ekonomik kriz ve belki de kıvılcım nedeniyle halihazırda mücadele eden Arap ve Müslüman toplumlarını nasıl etkileyeceğidir. Arap ve Müslüman devletlerinde çalkantı ve karışıklığa neden olacak.

Son olarak, kullanılan yöntemlerin bir kısmının aşırı cihatçı unsurları anımsatması ve Yunanistan’ın İsrail lehine net bir pozisyon alması nedeniyle, hassas hedeflere özel önem verilmesi ve iç güvenliğin güçlendirilmesi gerekiyor.

Yazarın görüşü editörlerin görüşünü yansıtmayabilir.



Source link

Verified by MonsterInsights